Reisi’nin ölümü İran’da neleri değiştirir? Prof. Dr. Ahmet Kasım Han değerlendirdi

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve Dışişleri Bakanı Hüseyin Amir Abdullahyan‘ın da içinde bulunduğu helikopter kötü hava koşulları nedeniyle dün kaza yaptı.

Reisi’yi taşıyan helikoptere 12 saatten uzun süre ulaşılamadı ardından sabah saatlerinde kaza noktası tespit edildi. İran devlet kanalının yaptığı açıklamaya göre Reisi ve beraberindeki heyetin tümü tamamen yanarak hayatını kaybetti.

 CUMHURBAŞKANLIĞINA MUHBİR VEKALET EDECEK

Sıcak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Dış Politika Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Kasım Han, “Cumhurbaşkanı Yardımcısı Muhbir seçimlere gidene dek cumhurbaşkanlığına vekalet edecek. Muhbir’in kendisi zaten cumhurbaşkanlığı için kuvvetli bir aday. Bunu güçlü bir ihtimal olarak görüyorum. İran’da rejime ilişkin problemler artıyor çünkü küçük bir grup ülkenin tüm varlığını sömürüyor. Cumhurbaşkanlığına vekalet edecek olan Muhbir, devrim sonrasında öldürülen kişilerin mallarına el konularak oluşturulmuş bir vakfın başkanıydı” diye konuştu.

ESAS KRİZ HAMANEY’İN ÖLÜMÜNDEN SONRA!

Han, “En büyük problem Reisi’nin ölümü değil, İran rejiminde günün sonunda kararları veren cumhurbaşkanı değil” dedi ve şöyle devam etti:

“Cumhurbaşkanının kim olup kim olmayacağına karar veren Ayetullah rejimi ve rejimin kendine has bütünüyle antidemokratik yapısıdır. Aslında bir grup molla ile ve giderek gücünü arttıran devrim muhafizlerı ile birlikte ülkeyi dini lider Hamaney yönetiyor. Asıl tufan Hamaney öldüğünde gerçekleşir.

İran’da rejim dengesinin Hamaney’in ağırlığı sayesinde sürdüğünü belirten Han, “Devrim muhafızları sistemin tam sahibi haline gelemedi. Esas Hamaney’in ölümünden sonra kriz ortaya çıkacak. Devrim muhafızları sisteme daha fazla hakim olacak. Reisi’nin ölümü bu yüzden kısa vadede değil uzun vadede önemli. Reisi eğer yaşasaydı Hamaney’in ölümünden sonra yeni lider konumuna gelecekti, rakibi ise Hamaney’in oğlu Mücteba Hamaney olacaktı” dedi.

“REİSİ HAMANEY’İN OĞLUNUN TEK RAKİBİYDİ”

Mücteba Hamaney’in bu durumda rakipsiz kaldığını belirten Han, “İran’ın siyasi tarihi bakımından halkın hafızasında canlanacak imgeler hoş olmayacak. İran devriminin devrime benzer tek yanı bir monarşiyi yerinden etmiş olmasıydı. Şimdi Hamaney’lerde iktidar babadan oğula geçerse aynı şey olmuş olacak. Kaldı ki mollalar bu durumu eleştiriyordu” ifadelerini kullandı.

TÜRKİYE NASIL ÖNLEM ALACAK?

Hamaney’in bu durum sebebiyle eleştiri alacağını ve bu eleştirilere karşı başvuracağı tek kaynağın devrim muhafızları olduğunu söyleyen Han, “Devrim muhafızları ellerindeki rantı muhafaza etmek isteyecek. Mücteba Hamaney onlara bu güvenceyi verirse -ki verecektir- o zaman dini lider seçilmesi için devrim muhafızları onu destekler. O zaman İran kendi güvenliğini öncelendiren ve başkalarını tehdit altında bırakacak bir politika izleyecek. Yanı başında nükleer tehdidi olan bir Türkiye bu iktisadi koşullarda nasıl önlem alacak? Aynı şey Körfez ülkeleri için de geçerli” uyarısında bulundu.

SUİKAST İHTİMALİ VAR MI?

Helikopter kazasının bir suikast olabileceğine ihtimal vermediğini aktaran Han, “Terör örgütleri de istihbarat örgütleri de ayak izlerinden tanınır. İran Cumhurbaşkanını öldürmeyi bir istihbarat örgütü yapmaz. Çünkü karşı taraf aynı şekilde karşılık verme zemini ve motivasyonu kazanır. Bugün ya da yarın, devletler bu gibi durumları unutmaz. Zaten hava koşulları da ortada. Olası bir suikastı MOSSAD’ın gerçekleştirme ihtimali İran içindeki birtakım rakiplerin suikast düzenleme ihtimalinden çok daha düşük” dedi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir